7/24 Randevu ve sorularınız için arayabilirsiniz : 0 (232) 000 0 000

BİNGÖL DÜŞÜĞÜN NEDENLERİ

DÜŞÜĞÜN BELİRTİLERİ
Düşük (abortus) belirtilerinden en önemli olanı gebelikte görülen lekelenme veya kanama olmasıdır. Ancak gebelikte görülen her kanama ve lekelenme düşük olacağı anlamına gelmez. Gebelik sırasında lekelenme veya kanama yaşayan birçok hastanın bir hafta içerisinde kanaması durur ve gebeliği normal bir şekilde devam eder, doğum yapar. Kanamanın miktarı ne kadar fazla ise düşük riskinin o kadar yüksek olduğu anlamına gelir. Lekelenme veya damla damla şeklinde kanamalar daha az risk taşır. Gebeliğin her ayında az veya çok her kanama doktora başvurmayı gerektirir.

Vajinadan kan pıhtısı veya parça düşmesi düşük belirtisidir. Eğer mümkünse bu parçanın alınarak muayene sırasında doktora gösterilmesi tanı açısından faydalı olacaktır. Bazen gebelik materyali dışında farklı dokularla da vajinadan parça düşmesi şeklinde karşılaşılabilmektedir.

Düşük riskini gösteren ikinci önemli belirti ağrıdır. Ağrı genellikle kasık ağrısı şeklinde ve adet sancısına benzer şekilde olur, bazen karın ağrısı şeklinde olabilir. Ancak kanama veya lekelenme olmadan bir gebede sadece ağrı olması genellikle düşük riskini düşündürmez çünkü kasık ağrısı gebeliğin özellikle ilk aylarında hemen hemen her gebede görülür.

Daha büyük gebeliklerde (4-5 ay arası) düşük belirtisi olarak su gelmesi görülebilir ancak nadirdir. İlk 3 ayını tamamlamamış küçük gebeliklerde su gelemesi görülmez, anne adayları akıntı ile su gelmesini karıştırabilirler.

Bunların dışında bulantı kusma olması, halsizlik, yorgunluk, uyku hali gibi belirtilerin düşük riski ile ilgisi yoktur bazen halk arasında yanlış inanışlara sebep olabilmekte ve düşük riski olarak algılanabilmektedir. Bunlar gebelikte yaygın görülen şikayetlerdir.

TEKRARLAYAN DÜŞÜKLER (HABİTÜEL ABORTUS)
Tekrarlayan düşük (Tekrarlayan Gebelik Kayıpları)
(Habitüel, Rekkürren Abortus) (Mükerrer düşükler)

Gebeliğin 20. haftasından önce üç veya daha fazla kendiliğinden düşük (abortus) olmasıdır. Çiftlerin yaklaşık %1-2 ‘sinde bu sorun vardır.
Sebep olarak rahimle ilgili anormallikler yada pıhtılaşma bozuklukları bulunabileceği gibi %50 sinde sebep bulunamaz.

Nedenleri:
Genellikle genetik bozukluklar ve embriyo oluşumundaki problemlerlerden kaynaklanır. Ayrıca hipotiroidizm, hormonal bozukluklar, sistemik lupus eritematozis, böbrek hastalığı, uterus anomalileri, servikal yetmezlik, bazı enfeksiyonlar gibi kronik sistemik hastalıklarla da ilişkili olabilir.

Sadece 1 düşük birçok kadında görülen bir olay olduğu için düşük nedenini araştırmak için 3 düşük yapan kişiler değerlendirilir.

Kadında daha önce geçirilmiş düşük sayısı arttıkça tekrar düşük yapma riski artmaktadır:
1 düşük sonrası tekrar düşük yapma riski % 15
2 düşük sonrası tekrar düşük yapma riski % 24
3 düşük sonrası tekrar düşük yapma riski % 30
4 düşük sonrası tekrar düşük yapma riski % 40-50

Anne yaşı arttıkça düşük yapma riski artar:
30 yaş altında ortalama düşük riski % 7-15
30-34 yaş arası ortalama düşük riski % 8-21
35-39 yaş arası ortalama düşük riski % 17-28
40 yaş üzerinde ortalama düşük riski % 34-52

Tekrarlayan düşüklerde nedenler:
1. İmmunolojik (bağışıklık) faktörler
2. Trombofilik (pıhtılaşma) faktörleri ile ilgili bozukluklar
3. Endokrin (hormonal) faktörler
4. Anatomik faktörler (rahim anomalileri vb.)
5. Genetik Faktörler
6. Enfeksiyöz Faktörler
7. Çevresel Faktörler ve Beslenme
8. Anneye ait hastalıklar
9. Sperm ile ilgili faktörler

Yukarıdaki nedenlerden en sık immünolojik faktörler ile ilgili nedenlere rastlanır. Fakat tekrarlayan düşükleri olan kadınların %50 ‘sinde bütün araştırmalar yapılmasına rağmen hiçbir neden bulunamaz.

İmmünolojik nedenler: Vücuttaki bağışıklık sistemine bağlı patolojilerden kaynaklanan nedenlerdir. Antifosfolipid sendrom bu gruptandır. Bu nedenleri araştırmak için antikardiyolipin antikor, lupus antikoagulan ve ANA, anti-troglobulin antikor gibi araştırmalar yapılır. Bu tür patolojiler saptanan hastalarda genellikle tedavide aspirin, heparin gibi ilaçlar, nadiren immunsüpressif tedavi gibi seçenekler kullanılır.

Trombofili (pıhtılaşma) ile ilgili nedenler: Bu hastalarda pıhtılaşmaya eğilim vardır. Bu hastalarda damar tıkanıklığı ve ölü doğum öyküsü olabilir. Birçok genetik mutasyon kalıtımsal olarak pıhtılaşmaya eğilimi arttırır. Bu konu ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilrisiniz. Bu pıhtılaşma bozukluklarından en sık görülenler:
– Faktör V Leiden Mutasyonu (Aktive Protein C rezistansı)
– Protrombin G20210A Mutasyonu
– Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzimi Gen Mutasyonu (hiperhomosisteinemi)
– Antitrombin 3, Protein C, Protein S eksikliği
Tedavide genellikle düşük doz Aspirin ve heparin (kan sulandırıcı iğne) kullanılır.

Endokrin (hormonal) nedenler: Luteal faz defekti, Polikistik Over Sendromu, Diabetes Mellitus, Tiroid Hastalıkları, Hiperprolaktinemi gibi nedenlerdir.

Gebeliğin ilk trimesterinde (ilk 3 ayda) kan şekeri kontrolu kötü olan, HbA1c seviyesi yüksek olan gebelerde hem abortus hem de fetal anomali sıklığı artmıştır. Bu yüzden gebelikten önce şeker hastalığı olanlar kan şekeri kontrolleri açısından çok sıkı izlenmmelidirler. Kan şekeri kontrolü iyi yapılırsa düşük riskinin artmadığı görülmüştür.

Anatomik faktörler: Myom, uterin septum (rahim içerisinde perde), rahimde doğumsal anomaliler, intrauterin sineşi (rahim içi yapışıklıklar) olabilir. Bu nedenlerin ameliyatla düzeltilmesi gerekebilir.

Servikal (rahim ağzında) yetmezlik: Genellikle ağrı ve kanama olmaksızın ani ortaya çıkan servikal kanalda (rahim ağzında) genişleme ve gebelik materyalinin vajene atılmasıyla devam eden, tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olan bir problemdir. Bu hastalara 13-14 gebelik haftalarında rahim ağzına dikiş konur (mcdonald serklaj). Detaylı bilgi >>

Genetik faktörler: Habitüel abortuslarda %3.5-5 oranında saptanmaktadır. Abortus sıklıkla ilk trimesterde görülmektedir. En sık dengeli translokasyonlar görülmektedir. Habitüel abortus sebebinin araştırılmasında özellikle ölü doğum ve anomalili doğum öyküsü olan çiftlerde karyotip analizi yapılabilir.

Çevresel faktörler ve beslenme:
Tekrarlayan abortuslarda %5-10 oranında saptanmaktadır.
Tekrarlayan abortuslarla ilişkileri tartışmalı olsa da muhtemel faktörler:
– Sigara
– Alkol
– Aşırı kahve tüketimi
– Organik çözücüler
– Ağır metaller (Hg, Pb)
– Anestetik gazlar
– İlaç kullanımı

Anneye ait hastalıklar:
Anneye ait bazı hastalıklar da tekrarlayan düşüklerde neden olarak dikkati çekmiştir:
– Diabetes mellitus (Şeker hastalığı)
– Kronik hipertansiyon
– Böbrek hastalıkları
– Sistemik lupus eritematozis (SLE)
– Antifosfolipid antikor sendromu
– Çölyak hastalığı
– Tiroid hastalıkları

Nedeni açıklanamayan tekrarlayan düşükler:
Tekrarlayan düşüklerin %50’sinde hiçbir neden bulunamamaktadır.Bunlarda %70-75 başarılı gebelik oluşma şansı vardır. Bu gruptan bazı hastalara ampirik olarak aspirin tedavisi verilmektedir. Sıkı takip, duygusal destek, stresin azaltılması, iyimser olmanın faydası olabilir.

Tedavi:
Tedavi yukarıda anlatılan nedenlerden hangisi bulunmuşsa o nedene yönelik planlanmalıdır. Pıhtılaşma bozukluğu saptanan bazı hastalarda aspirin ve/veya pıhtılaşmayı önleyici (kan sulandırıcı) iğneler kullanılır. Herhangi bir nedeni bulunamayan açıklanamayan tekrarlayan düşüklerde ampirik olarak düşük doz aspirin tedavisi genellikle kullanılmaktadır. Rahim içerisinde septum, myom, polip gibi patolojiler saptanmışsa bunların ameliyatla alınması gerekir.

GEBELİKTE (HAMİLELİKTE) DÜŞÜĞE NEDEN OLAN RİSK FAKTÖRLERİ

Gebelikte (hamilelikte) düşükler (abortus) sık rastlanan durumlardır ve çeşitli faktörler bu riski arttırmaktadır. Bu faktörlerden bir kısmı tedavi ile veya yaşam tarzı düzenlemeleri ile yok edilebilirken ileri yaş gibi bazı faktörler değiştirilemez. Her hamile kadının gebeliğin başlangıcından itibaren bu faktörlere dikkat etmesi gerekir ve özellikle düşük yaşayanların neden veya risk faktörlerinin araştırılması için doktora başvurması gerekir. Düşük nedenleri arasında ilk sırada embriyoya (bebeğin ilk gelişim aşaması) ait kromozomal anomaliler gelir, düşüklerin yaklaşık %70’inde sebep embriyodaki kromozomal anomalidir.

Hamilelikte düşüğe sebep olan durumlar ve riski arttıran faktörler:
– Yaş: Anne yaşı ilerledikçe hamilelikte düşük oluşma ihtimali artar.
– Daha önce düşük yapmış olmak sonraki gebeliklerde düşük riskini arttırır.
– Sigara kullananlarda düşük riski daha fazladır.
– Alkol
– Yüksek ateş
– Karın ve rahim üzerine gelen travmalar
– Amniosentez ve CVS gibi rahim içerisine yapılan müdahaleler
– Kafein: Günde 300 mg’dan fazla kafein alınması düşük riskini arttırır. Bu nedenle kahve, kola ve çikolata gibi yiyeceklerin aşırı alınmasından kaçınmak gerekir.
– Stres
– Rahimde doğumsal anomali olması (septum vb.)
– Bazı myomlar (submüköz büyük myomlar)
– Servikal yetmezlik (rahim ağzının aşırı geniş olması)
– Bazı enfeksiyonlar
– Anneye ait kronik hastalıklar (böbrek, karaciğer hastalığı vb.)
– Troid hastalıkları
– Uyuşturucu