7/24 Randevu ve sorularınız için arayabilirsiniz : 0 (232) 000 0 000

ADANA SEZARYEN DOĞUM

SEZARYEN DOĞUM AMELİYATI
SEZARYEN İLE DOĞUM
Sezaryen vajinal yoldan yani normal doğumla doğması mümkün olmayan bebeklerin, karın ön duvarı ve rahmin kesilerek doğurtulmasını sağlayan bir ameliyattır.
Abdominal doğum, Cesarean section gibi isimler de verilir. Doğru yazılışı “sezaryen” şeklindedir, ve tıbbi adı budur. Sezeryan, sezeryen gibi yazılışlar yanlıştır.

Kesi kasığın hemen üzerindeki karın bölgesinden yapılır. Uterus (rahim) açılır ve amnion sıvısı boşaltılarak bebek doğurtulur. Bebeğin ağzı ve burnu sıvılardan temizlenir ve göbek kordonu klempe edilerek kesilir.

Sezaryen ameliyatı ne kadar sürer?
Sezaryen ameliyatı ortalama yarım saat (20-40 dakika) civarında süren bir ameliyattır. Annenin ameliyathanede hazırlanması, anestezi işlemleri gibi nedenlerle ameliyathaneye giriş çıkış süresi daha uzun sürebilir ancak ameliyatın kendisi ortalama yarım saat kadar sürer. Ameliyat kadın hastalıkları ve doğum uzmanı (jinekolog) tarafından gerçekleştirilir; ameliyat sırasında anestezi uzmanı, anestezi teknisyeni, ameliyat hemşiresinden oluşan bir ekip vardır.

Sezaryende ne tür anestezi verilebilir?
Sezaryen ameliyatlarında anestezi verilmesi şarttır. Verilen anestezi genel anestezi olabileceği gibi, anne adayının sadece belden aşağısını uyuşturan spinal veya epidural anestezi de olabilir. Spinal veya epidural anestezi verilen anne adayları; ameliyat süresince ağrı duymazlar, fakat bebeği karnından çıkar çıkmaz görebilirler, ağlamasını işitebilirler. Ayrıca ameliyat sonrasında bebekleriyle daha kısa sürede ilgilenebilirler.

Sezaryen ameliyatı nasıl yapılır?
Ameliyata başlamadan önce hasta ameliyat odasına alınır ve ilk olarak anestezi doktoru ile görüşme gerçekleşir. Anestezi uzmanı hastaya uygulanacak olan anestezi yöntemi hakkında bilgi verir ve genel veya lokal anestezi uygulanır. Hastanın cilt bölgesi temizlenir ve örtülür. Karın ameliyatlarının çoğunda olduğu gibi sezaryen ameliyatında da genellikle idrar sondası takılır, bu sonda ameliyattan bir kaç saat sonra çıkartılır. Ameliyatta cilt, cilt altı, fasya, rahim katları tek tek kesilerek rahim içerisine ulaşılır, bu esnada görülen bebeğin su kesesi (amnion zarı) kesilerek su boşalırken bebek rahim dışına çıkarılır. Rahim, periton, fasya, cilt altı dokusu ve en son cilt katları tek tek dikilerek tekrar kapatılır. Cilt kısmı genellikle kendiliğinden eriyen dikişlerle dikilir, ancak farklı kapatma yöntemleri de mevcuttur. Sezaryen ameliyatının nasıl yapıldığı konusunda daha fazla açıklamaya hemen alttaki videodan ulaşabilirsiniz.

Hangi durumlarda sezaryen yapılır? Ne zaman tercih edilir?
– Bebeğin başı ile doğum kanalı arasında uyuşmazlık varsa; baş doğum kanalından geçemeyecek kadar büyük veya doğum kanalı normalden dar ise normal doğum mümkün değildir.
– Hasta daha önce sezaryen veya rahimden ur alma (myomektomi) ameliyatları geçirmişse, normal doğum sırasında eski ameliyat yerinden uterus yırtılabilir, bu durumlarda yine sezaryen doğum tercih edilir genellikle.
– Normalde baş ile gelen bebeğin, herhangi bir nedenle kol, omuz veya yüzü ile gelmesi halinde normal doğum imkansızdır.
– Makat önde olacak şekilde doğum kanalında ilerleyen bebeklerde genellikle sezaryen doğum tercih edilir.
– Plasentanın doğum kanalını kapatacak şekilde uterusun (rahmin) alt kısmına yerleşmesi yani önde gelmesi halinde mutlaka sezaryen gerekir. Plasentanın yerleşme yeri ultrasanografi ile belirlenir.
– Plasentanın bebeğin doğumundan önce yerinden ayrılmasına dekolman plasenta denir, bu durumda ciddi kanama olabilir ve acilen sezaryen gerekir.
– Bebeğin doğum ağrıları sırasında sıkıntıya girmesi kalp atışlarının bozulması halinde veya NST’sinin kötü olması durumunda sezaryen gerekebilir.
– İkiz ve üçüz gibi çoğul gebeliklerde sezaryen ile doğum sık uygulanır.
– Doğum eyleminin aşırı uzaması, çok yavaş ilerlemesi
– Annede aktif HSV (herpes), HPV (siğil, kondilom), HIV (Aids) enfeksiyonları

Erken doğumlarda ve günü geçen gebeliklerde sezaryen mi tercih edilir?
Erken doğum tehlikesi olan gebeliklerde veya herhangi bir sebeple erken doğuma karar verilen gebeliklerde herzaman sezaryen gerekeceği şeklinde bir kural yoktur, bu tür gebelikler bazen normal doğumla da sonlandırılabilirler.
Günü geçen gebeliklerde (gün aşımı) bazen suni sancı ile doğum başlatılır ve normal doğum mümkün olabilir, bazen sezaryen ile gebeliği sonlandırmak gerekebilir; her zaman sezaryen şart değildir.

Sezaryenin riskleri:
Her ameliyatın olduğu gibi sezaryenin de bir takım riskleri vardır. Bu riskler anestezi ile ilgili riskler olabileceği gibi ameliyat sırasında veya sonrasında oluşabilecek bazı komplikasyonlar da olabilir. Ameliyat sırasında çok nadiren yapışıklık veya başka nedenlerle karın içi organlarda (mesane, idrar yolları, barsak) yaralanma olabilir. Aşırı kanama meydana gelebilir. Nadiren kanama veya başka nedenle rahmin tamamen alınması gerekebilir. Ameliyat sonrasında da kanama ve enfeksiyon gibi riskler devam etmektedir.

 

Annenin isteğine bağlı sezaryen yapılabilir mi?
Aslında bu sorunun pek çok etik, sosyal ve kanuni çelişkileri mevcuttur. Hasta kendi kendine sezaryen kararını verebilecek yeterli donanımda mı? Eğer hasta kendi isteğiyle sezaryen olduktan sonra, sezaryene bağlı bir sorun çıkarsa, bunun sorumlusu doktor değil midir? Bu hususta bir de operasyonun mali yükü mevcuttur elbette ki. Günümüzde devlet hastanelerinde isteğe bağlı sezaryen yapılmamaktadır. Ancak devlet hastanelerinin çoğunda sezaryen operasyonu için yeterli teknik altyapı ve personel mevcuttur. Başlıktaki sorunun hala kesin bir cevap olmadığı çok aşikardır. Ancak her iki doğum şeklinin de kendince riskleri mevcuttur. Aslında dünyaya gözlerini yeni açmak üzere olan bebek ve anne için doğum şeklini belirlerken; sezaryenin veya normal doğumun avantaj ve dezavantajları gözönünde bulundurularak doktor ve ailenin beraber karar vermeleri gerekmektedir.

Sezaryen olanlar sonraki gebeliklerde normal doğum yapabilir mi?
Sezeryanla doğum yapan annelerin yaklaşık 2/3’ü başarılı bir şekilde sonradan vajinal doğum yapabilirler. Bununla beraber az da olsa vajinal doğum girişimlerinde uterin rüptür (rahimde yırtılma) riski vardır. Bu risk anne ve bebek için çok tehlikeli olabilir. O yüzden günümüzde sezaryen geçirmiş kadınlar bir dahaki gebeliklerinde genellikle normal yoldan doğurtulmazlar. Detaylı bilgi için tıklayınız >>

Sezaryende profilaktik antibiyotik kullanımı:
ACOG practice bulletin (2011) önerileri:
– Bütün sezaryen ameliyatlarında proflaktik antibiyotik önerilir. Cilt kesisinden 60 dakika önce antibiyotiğin yapılması uygundur.
– İlk kuşak sefalosporin antibiyotikler alerji yoksa ilk tercihtir. Eğer penisilin ve sefalosporin alerji hikayesi varsa klidamisin + gentamisin uygun seçenek olabilir. Eritromsin de kullanılabilir (kaynak: SOGC).
– Laparotomi süresi 3 saati geçerse ve 1500 cc’den fazla kan kaybı meydana gelirse ilk dozdan 3 saat sonra tekrar dozu önerilmektedir (kaynak: SOGC).

Sezaryenden sonra iyileşme:
Sezaryenden sonra hastanede ortalama kalış süresi 1–3 gün arasında değişir. İyileşme normal doğuma göre daha uzun sürede gerçekleşir. Genellikle anne 1-2 hafta içerisinde her işine görebilecek kadar aktif hareketli hale gelir.

Sezaryenden sonra cinsel ilişki ne zaman başlayabilir?
Ameliyattan genellikle 6 hafta sonra doktor kontrolünde bir engel yoksa cinsel ilişkiye izin verilir. Bu dönem yani 6 hafta halk arasında “kırkının çıktığı” dönem olarak adlandırılır ve annenin vücüdunun birçok açıdan iyileştiği, normale döndüğü dönemdir.

SEZARYEN DİKİŞLERİ
SEZARYEN AMELİYATI VE CİLT DİKİŞİ

Sezaryen ameliyatında uterus, fasya, cilt altı, cilt gibi çeşitli dokulara katmanlar şeklinde dikişler konularak ameliyata son verilir. Cilt kapatılması için atılan dikişler hem kozmetik açıdan hem de yara yerinde enfeksiyon, açılma vb. komplikasyonlar gelişmesini önlemek açısından önemlidir. Sezaryen ameliyatında rutin olarak uygulanan cilt kesisi karın alt kısmında yatay olarak uygulanan “pfannenstiel insizyon” denilen kesidir. Çok nadiren bazı durumlarda göbekten aşağıya dik uzanan kesi uygulanması gerekebilir, buna “göbek altı midline kesi” denir. Her iki durumda da benzer dikiş yöntemleri cilt kesisi için uygulanır. Tabii ki hastanın kozmetik memnuniyeti açısından rutin uygulanan pfannenstiel kesi çok daha iyi sonuç verir, ayrıca daha az ağrıya sebep olur.

Sezaryen ameliyatında cilt nasıl dikilir?
En sık uygulanan cilt dikiş yöntemleri genellikle şunlardır:
1- Ciltin altına dışarıdan görünmeyecek şekilde atılan dikiş: Buna subkutikuler sütur denir ve genellikle kendiliğinden eriyen (absorbable) dikiş materyalleri kullanılır. Dikiş tek tek değil devamlı (continue) olacak şekilde atılır. Halk arasında buna “estetik dikiş” adı verilir. Sezaryen estetik dikiş denilmesinin sebebi dikişin dıştan görünmemesi ve en önemlisi az miktarda iz bırakmasıdır.
2- Cilt üzerine stapler (tel zımba) ile atılan tek tek dikiş yöntemi: Bu yöntemde aynı tel zımba gibi tek tek yerleştirilen ilmeklerle yara kenarları birbirine yaklaştırılır. Ameliyattan genellikle bir hafta sonra bu zımba telleri basit ve ağrısız bir şekilde alınır.
3- Cilt üzerine tek tek iplik ile atılan dikiş yöntemleri: Genellikle bu tür dikişler kendiliğinden erimeyen süturlerle atılır ve ameliyattan yaklaşık 1 hafta sonra dikişlerin tek tek alınması gerekir.
4- Yapıştırıcı bant yöntemi (strip): Strip denilen şeffaf ince bant yara üzerine yapıştırılarak yara kenarlarının karşı karıya gelmesi sağlanır. Gerilimi fazla olmayan yaralarda kullanılabilen pratik bir yöntemdir.

Bunlar arasında en sık kullanılan yöntem bir numarada belirtilen halk arasında estetik dikiş denilen yöntemdir. 1 ve 2 numarada belirtilen yöntemleri karşılaştıran birçok araştırma mevcuttur ve bunlarda farklı sonuçlar elde edilmiştir:
Bir araştırmalarda görünüm, ağrı, enfeksiyon gibi faktörler arasında fark izlenmemiştir (kaynak).
Bir diğer araştırmada zımba ile kapatmada yara yeri açılması ve enfeksiyon daha fazla izlenmiştir, ancak yara yeri görüntüsü, ağrı, hasta memnuniyeti gibi konularda fark izlenmemiştir. Ciltaltı sütur tekniği daha uzun zaman almıştır (kaynak). Diğer bir metaanalizde de benzer şekilde zımba ile kapatmada yara yeri açılması ve enfeksiyon iki kat daha fazla görülmüştür. Staple yani zımba yöntemi daha kısa süre almasına rağmen ağrı ve kozmetik açıdan bir fark izlenmemiştir (kaynak). Diğer bir ararştırmada cilt altı subkutüküler sikiş yönteminin kozmetik açıdan da daha iyi sonuç verdiği saptanmıştır (kaynak).

Zımba (Staple)
Dikişler ne zaman iyileşir?
Cildin en üst epitel tabakasının oluşması 24-48 saat içerisinde gerçekleşir. Bu nedenle genellikle ameliyattan 2-3 gün sonra hastanın banyo yapmaya başlamasına izin verilir. Cilt dokusunun karşı karşıya kuvvetle yapışması ve tamamen kapanması yaklaşık 1 haftada gerçekleşir.

Dikişler ameliyattan kaç gün sonra alınır?
Normalde rutin uygulanan cilt altı süturlar alınmaz ve kendiliğinden eriyerek kaybolurlar. Eğer erimeyen sütur ile dikiş atılmışsa genellikle ameliyattan 6-7 gün sonra alınır. Bazı durumlarda dikiş alma süresi değişebilir.

Dikiş yerlerinde sertlik ve şişlik, ödem normal midir?
Özellikle ilk haftalarda ödem nedeniyle dikiş alanına yakın bölgelerde hafif sertlik ve şişlik olması normaldir. Aşırı bir şişlik varsa doktorunuza danışmanız gerekir. Çok büyük ve kırmızı-mor renkte şişlik hematom anlamına gelebilir.

Dikişin açılması (patlaması):
Cilt dikişinin açılması veya halk arasındaki değimiyle patlaması nadiren gerçekleşebilen bir durumdur. Bunda hastanın hijyen tedbirleri, dikiş yöntemi gibi birçok faktör rol oynayabilir. Dikişlerin açılması durumunda genellikle pansuman yapılarak kendiliğinden kapanması sağlanır kısa süre içerisinde. Nadiren özellikle açıklık büyük ise tekrar bir kaç dikiş atılması gerekebilir. Cilt kesisi yapılan alanda yara kenarları bitişik görünmüyorsa ve aradan cilt altı sarı doku görülüyorsa, sıvı geliyorsa açılma olduğu anlaşılabilir.

Dikiş bölgesinde ağrı, yanma, kaşıntı ve uyuşukluk:
Sezaryenden sonraki ilk günlerde hafif derecede ağrı ve yanma dikiş bölgesi yakınında normaldir. Ağrı özellikle cilt kesisinin uç kısımlarında ve genelde sağ uçta daha fazla olur. Cilt kesisinin kenarlarında hissislik, uyuşukluk haftalarca sürebilir. Ara sıra hafif kaşıntı meydana gelebiliir. Aşırı ağrı durumunda doktorunuza danışmalısınız.

Dikiş yerinde kızarıklık, sıcaklık, kötü kokulu akıntı:
Dikiş bölgesinde ısı artışı ve kızarıklık olması özellikle kokulu sarı-yeşil akıntı varsa enfeksiyon (iltihap) belirtisi olabilir, bu durumda doktorunuza başvurmalısınız. Sıcaklık olmadan sadece berrak kokusuz akıntı olması genellikle enfeksiyon olmayan bir akıntıdır. İltihap olduğu tespit edilirse genellikle antibiyotik ve yara yeri bakımı, pansuman, debridman gibi yöntemlerle yeniden iyileşme süreci gözlenir.

Dikiş yerinda kanama olması:
Ameliyatın yapıldığı gün dikiş yerinde hafif kanamaya sık rastlanır. Dikiş bölgesi üzerinde beyaz flaster veya gazlı bez olduğu için buraya sızan kırmızılıkla farkedilir. Kanama fazla ise üzerine konulan ağırlık ile baskı yapılarak çoğunlukla kolay şekilde durdurulur. Ancak hasta taburcu olup evine gittikten sonra dikiş bölgesinden kanama olmaması gerekir, kanama veya kırmızı akıntı durumunda hemen doktorunuza danışmalısınız.

Sezaryende estetik dikiş nasıl yapılır? Dikiş alınır mı?:
Halk arasında estetik dikiş veya gizli dikiş diye adlandırılan ve cilt altına dışarıdan görünmeyecek şekilde atılan dikişe sub-kutiküler (subkutan) dikiş adı verilir. Halk arasında çok yanlış bir şekilde lazer ile dikiş olarak da adlandırılır ancak lazer ile hiçbir ilgisi yoktur bu işlemin. Sezaryende lazerli dikiş diye bir yöntem dünyada hiçbir yerde yoktur.
Estetik dikiş nasıl yapılır: Genellikle kendiliğinden eriyen (absorbable) dikiş iplikleri kulllanılır ve dikiş alınmasına gerek kalmadan kendiliğinden erir. Ancak erimeyen ve ameliyattan genellikle 1 hafta sonra alınması gereken dikiş iplikleri ile de uygulanabilir. Cilt altına dışarıdan görünmeyecek şekilde kesinin bir ucundan diğer ucuna kadar ilerleyen sütur atılır. İnce sütur materyalleri kullanılır.

SEZARYEN DOĞUMUN FAYDALARI (AVANTAJLARI)

Sezeryanın yararları:
Doğumun normal yolla (vajinal doğum ile) gerçekleşmesi doğanın anneye ve bebeğe göre en mükemmel şekilde dizayn ettiği bir yöntem olduğu için hiçbir ameliyat veya başka yöntem toplamda bundan daha avantajlı olamaz. Ancak normal doğumun mümkün olmadığı hallerde mecburen yapılacak sezaryen ameliyatı anne ve bebeği bazı risklerden korumak açısından yarar getirecektir.

Sezeryan doğum ameliyatı normal doğumun mümkün olmadığı hallerde veya normal doğum sırasında anne-bebek açısından riskli bazı durumlar ortaya çıktığında bu risklerden kaçınmak için başvurulan bir ameliyattır. Ortada herhangi bir risk belirtisi yokken ve normal doğum mümkünken sadece isteğe bağlı olarak yapılan bir sezaryen ameliyatı herhangi bir avantaj sağlamaz. Anneyi ve bebeği normal doğumun birçok faydasından mahrum eder. Ayrıca sezaryen ameliyatının kısa ve uzun vadeli bazı dezavantajları da vardır. Planlı ve istemli sezeryan ameliyatı olmak isteyen bir anne bu fayda-zarar şartlarını iyi bilerek kararını vermelidir.

SEZARYEN DOĞUM SONRASI AĞRI

SEZARYEN AMELİYATI SONRASI AĞRI
Her ameliyat gibi sezaryen (sezaryan, sezeryan) ameliyatından sonra da belirli derecelerde ağrı olur ancak günümüzde gelişen ağrı kesici ilaçlar ve anestezi-ağrı kesici metodlar sayesinde bu ağrıları azaltmak kolaylaşmıştır. Sezaryen doğum sonrası ağrının başlıca nedeni her karın ameliyatında olduğı gibi cilt ve cit altındaki kas, fasya vb. dokuların kesilmesidir. Normal doğumdan sonra olduğu gibi sezaryenden sonra da rahim kanamayı durdurmak için kasılır, bu kasılma da ağrıya neden olur.

Sezeryan sonrası ağrı nasıl azaltılır?
Sezeryan ameliyatından sonra ağrının en fazla olduğu dönem ilk 2-4 saatlik dönemdir. Spinal veya epidural anestezinin (belden iğne ile ilaç vererek uyuşturma) bu esnada çok büyük avantajı vardır çünkü etkisi ameliyattan sonra bir kaç saat devam ettiği için hasta ağrının en yoğun olabileceği bu dönemde hiç ağrı hissetmez. Genel anestezi sonrası uyanma gibi bir durum da spinal-epidural anestezi sonrasında yoktur. Spinal-epidural anestezi hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Genel anestezi ile ameliyat olan hastaların ameliyat sonrasında ağrı hisetmemeleri için narkotik analjezik veya non steroid antienflamatuar denilen ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Hastaya ameliyattan sonraki ilk gün verilen serum ve içerisindeki ağrı kesiciler de ağrısını azaltmakta faydalıdır.

Hasta Kontrollü Ağrı Kesici (PCA, Patient Controlled Analgesia)
Bu yöntem adından da anlaşıldığı üzere hastanın kendi kontolünde ağrı kesici ilaç veren bir yöntemdir. Hasta ağrı hissettği andaa cihazın düğmesine basar ve ilaç salınır. Bu yöntem epidural anestezi kateteri ameliyattan sonra yerinde bırakılarak uygulanır genellikle. Hasta düğmeye bastığında kateterde belindeki epidural aralığa az miktarda ağrı kesici verilir. Aynı yöntem damardan ilaç verecek şekilde de uygulanabilmektedir. Bu yöntem sezaryen dışındaki birçok ameliyatta da yaygın olarak kullanılmaktadır. PCA yönteminin avantajı ilaç sadece hasta ağrı hissettiğinde verildiği için gereksiz yüksek dozda ilaç kullanılmasının önlenmesidir, ayrıca hasta ağrı hissettğinde kendisine ağrı kesici ilaç uygulanması için beklememiş olur.

Ağrı ne zaman geçer?
Ameliyattan yaklaşık 6 saat sonra ağrı oldukça azalır ve hasta rahatlar. Ayağa kalkıp yürüyebilir düzeye gelir ancak yürürken kasıklarında ve karnında hafif ağrı hissedebilir. Ameliyattan bir gün sonra ağrı çok azalmıştır, artık şiddetli ağrılar görülmez. Hastaya taburcu olduktan sonra evinde kullanması için de ağrı kesiciler (tablet şeklidnde) reçete edilir. Kontrole geleceği zamana kadar evde geçirdiği bu bir haftada yatıp kalkarken, eğilip doğrulurken vb. ani hareketlerde kasıklarında, karnında çok az ağrı olabilir hastanın, bunun dışında şiddetli bir ağrısı olmaz.

 

SEZARYEN ÖNCESİ HAZIRLIKLAR VE YAPILMASI GEREKENLER
SEZARYEN AMELİYATI ÖNCESİ HAZIRLIKLAR
Sezaryen ameliyatından önceki günlerde hastanın evinde yapması gereken ve hastaneye yatış yapılan gün hastanede uygulanan bazı hazırlıklar vardır. Bunların çoğu diğer ameliyatlardaki hazırlıklara benzemesine rağmen sezaryen ameliyatında doğum gerçekleşmesinden dolayı bazı farklılıklar da içerir. Aşağıda belirtilen hazırlıklar daha önceden tarihi belirlenmiş sezaryenler için geçerlidir. Bazı durumlarda acilen sezeryan kararı verilebildiği için o durumlarda bu hazırlıklar yapılmadan ameliyata almak gerekmektedir.

Hastaneye gitmeden önce evde yapılması gereken hazırlıklar:
– Genellikle ameliyattan bir gün önce hastanın duş alması önerilir. Bunda amaç ameliyat sahasının daha temiz olması ve enfeksiyon riskinin azalmasıdır.
– Sezaryen ameliyatına bir hafta kala karın bölgesi ve pubik (genital) bölgeye traş veya ağda uygulanmaması önerilir. Traş veya ağda yara yeri enfeksiyonu riskini arttırmaktadır. Ameliyat günü hastanede gerekirse personel tarafından ameliyat sahasındaki tüyler traş edilir.
– Diyabet, hipertansiyon, guatr, astım gibi hastalıklar edeniyle ilaç kullanan hastalar ilaçlarını hastaneye giderken mutlaka beraberinde götürmelidir.
– Hastaneye giderken yanınızda mutlaka doğum çantanızı ve bebek için gerekli diğer mazlemeleri alınız. Buraya tıklayarak doğum çantası malzemeleri hakkında ayrıntılı biilgi alabilirsiniz.
– Sezaryen için hastaneye giderken gebelik ile ilgili takip kağıtları ve tahlillerinizin bulunduğu dosyayı mutlaka yanınızda götürmelisiniz.
– Ameliyata 24 saat kala sigara, alkol ve doktorunuzun önerdiği ilaçlar dışında rastgele hiçbir ilaç (ağrı kesici dahil) almamanız gerekir. (Sigara ve alkol gebelikte zaten asla alınmamalıdır.)
– Gebelikte heparin ve diğer kan sulandırıcı diye adlandırılan ilaçları ameliyattan ne kadar önce bırakmanız gerektiği konusunda doktorunuza danışmalısınız.

Sezaryenden kaç saat önce yemek yemeli?
– Ameliyata hastanın yaklaşık 8 saatlik açlık ile girmesi gereklidir. Yani ameliyattan önceki 8 saat hiç yiyecek, içecek, su dahil alınmamalıdır. Ameliyat sabah yapılacaksa bir gece önce hafif bir akşam yemeği yenilerek gece 11-12’den sonra tamamen yiyecek içecek kesilmelidir. Çok ağır yemeklerden kaçınılmalıdır. Aşırı meyve tüketimi gibi karında şişlik yaratacak yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Özellikle alınmaması gereken bir yiyecek veya içecek yoktur ancak fazla yemek yenmemelidir. Mide ve barsakları bozabilecek değişik normalde tüketmediğiniz riskli gıdalardan kaçınınız. Ameliyat öğleden sonra yapılacaksa doktorunuza danışarak sabah erken saatte az miktarda besin alabilirsiniz.

Hastanede yapılan hazırlıklar:
– Hastaneye yatış yapıldıktan hemen sonra yapılacak ameliyat ve diğer işlemlerle ilgili hastayı ve eşini bilgilendiren yazı verilir, hasta işlem hakkında, olası yan etkiler ve riskler hakkında bilgilendirilerek imzalı onayı alınır. Hasta yazıyı imzalamadan önce işlemler ve ameliyatlar hakkında anlamadığı, merak ettiği her konuyu doktoruna sorup öğrenebilir.
– Ameliyattan önce hastanede lavman ile barsakların boşaltılması sağlanır.
– Ameliyat bölgesinde fazla tüylenme varsa serviste veya ameliyathenede bunlar traş edilir.
– Muayene ve ultrason gerekirse yapılır.
– Ameliyat tahlilleri yapılır ve anestezi uzmanı hastayı değerlendirerek anestezinin şekline karar verir.
– NST çekilmesi veya doppler aleti ile bebeğin kalp atışları kontrol edilebilir.
– Ameliyat ile ilgili tahliler bazı hastanelerde ameliyat günü hastaneye yatış yapıldıktan sonra yapılır, bazı hastanelerde daha önceki günlerde yapılır. Bu tahlil sonuçları ile beraber anestezi doktoru anne adayını muayene eder ve anestezi açısından değerlendirir. Anestezinin şekli hakkında hastaya bilgi verir.
(bkz: spinal anestezi ile sezaryen)
– Hastanın kalp hastalıkalrı veya astım vb. başka hastalıkları varsa bunlarla ilgili uzman doktorların da değerlendirmesi gerekebilir bazen.
– Ameliyattan önce su ve yeme-içme yasak olsa da tansiyon, guatr gibi hastalıkları olan hastaların ameliyattan önce sabah birkaç yudum su ile bu ilaçlarını alması önerilir veya bir gün önce evde almanız önerilen bazı ilaçlar olabilir. Ancak bu konuları mutlaka doktorunuza danışarak planlayınız, farklı uygulamalar olabilir her hasta için.

Ameliyathanede uygulanan hazırlıklar:
– Ameliyat odasında anestezi uzmanı, kadın doğum uzmanı, ameliyat hemşireleri ve anestezi teknisyenleri ile diğer yardımcı personeller bulunur.
– Ameliyathaneler enfeksiyon riskini azaltmak için nispeten hafif soğuk olurlar. İlk başta üşüme hissedebilirsiniz ancak daha sonra üstünüz örtülünce üşüme hissi geçecektir.
– İdrar sondası uygulanır. (Bazı yerlerde ameliyathaneye gelmeden servis katında uygulanır.)
– Anestezi uzmanı tarafından uygun anestezi (spinal veya genel anestezi) uygulanır. Daha sonra hastanın üzeri yeşil örtülerle örtülür ve ameliyat hazırlığı başlar.

Ameliyattan sonra:
– Bebek doğar doğmaz ısıtıcı altında temizlenir. Gerekirse çocuk doktoru tarafından muayene edilir, gerekli değilse daha sonra serviste muayenesi yapılır.
– Nadiren bebek için küvez veya yoğun bakım gerekirse bebek hemen o bölüme transfer edilir.
– Bebeğin durumu iyi ise doğumdan kısa süre sonra anneye gösterilir ve anne ile teması sağlanır.
– Doğumdan genellikle 6 saat sonra annenin sulu gıdalar yemesine izin verilir, bu saate kadar ağızdan hiçbir yiyecek, içecek alınmaz. Anca bu süre hastaya ve ameliyata göre değişebilir o yüzden mutlaka doktorunuzun önerisi doğrultusunda hareket etmelisiniz.
– Ameliyattan genellikle 6 saat sonra idrar sondası çıkarılır ve hastanın ayağa kalkmasına izin verilir.
– Ameliyattan sonra 6-12 saat süre ile serum ve damardan ilaç tedavileri devam eder.
– Sezaryen ameliyatından sonra kan uyuşmazlığı olan çiftlerde bebeğin kan grubuna bakılır ve eğer bebeğin kan grubu pozitif ise anneye kan uyuşmazlığı iğnesi yapılır. Bebek kan grubu anne ile aynı yani Rh negatif çıkarsa Anti-D immunglobulin (kan uyuşmazlığı iğnesi) yapılmasıne gerek yoktur.
– Genellikle ameliyattan 24-48 saat sonra yara yerindeki bandaj açılır. Bu konuda doktorunuza danışmalısınız.
– Sezaryen ameliatından sonra hasta genellikle hastanede 1 veya 2 gün kalır, daha sonra taburcu edilir.

Hastaneye giderken yapılmaması gerekenler:
– Makyaj yapılmaması gerekir.
– Tırnaklara parlatıcı veya oje sürülmemelidir.
– Takma kirpik kullanılmamalıdır.
– Takma diş varsa hastaneye giderken kullanılabilir ancak hastanede ameliyattan önce çıkarılması gerkecektir.
– Kontak lens kullanılmamalıdır. Ameliyat günü gözlüklerinizi kullanmalısınız.
– Her tür takı ve kolye, yüzük vb. takılmamalıdır. Bunları hastanede güvenle saklamanız zor olacağı için evde iken çıkarmanız faydalı olacaktır.
– Piercing varsa evden ayrılmadan çıkarılmalıdır.

 

SEZARYEN KAÇINCI HAFTADA YAPILIR?

SEZARYEN NE ZAMAN YAPILIR?
İsteğe bağlı önceen planlı olarak yapılan sezaryen genellikle 39. haftada yapılır. Bilimsel derneklerin görüşleri 39. hafta dolmadan yapılmamasıdır. Hamilelik son adet tarihine ve ultrason güncellemelerine göre 39 hafta 0 gün olduğunda ve sonrasında yapılabilir. Daha önce yapılması bebek ile ilgili bazı riskleri arttırabilir, anne ile ilgili bir risk taşımaz.

Acil sezaryen:
Önceden planlanmayan acil sezaryen ameliyatları anne veya bebek hayatı ile ilgili acil durumlardan dolayı yapıldığı için hamileliğin her haftasında yapılabilmektedir. Genellikle 34. gebelik haftasından sonra yapılan sezaryen ameliyatlarında bebek ile ilgili bir problem yaşanmazken 34. haftadan önce yapılan ameliyatlarda bebeğin akciğer gelişiminin tam olmaması nedeniyle solunum sıkıntısı ve diğer problemler yaşanabilmektedir.

24. gebelik haftasından önce karın katmanları ve rahimin aynı sezaryende olduğu gibi kesilerek bebeğin çıkarılmasına histerotomi (hysterotomy) denir. Bu ameliyata sezaryen denilmemesinin nedeni bebeğe dair hiçbir yaşam beklentisi olmamasıdır. Histerotomi gebeliğin sonlandırılması için (küretaj gibi) yapılan bir cerrahi girişimdir. Histero-tomi kelime manası rahmin (uterus) organının kesilmesidir.

Sezaryen ne kadar (kaç saat) sürer?
Sezaryen ameliyatı süresi genellikle 30-60 dakika arasında değişir. Daha önce çok kere sezaryen ameliyatı geçirenlerde diğerlerine nazaran daha uzun sürer genellikle.

Sezaryen olan hasta kaç günde iyileşir?
Hasta genellikle bir haftada günlük işlerini yapabilecek ve rahat oturup, kalkacak, dolaşabilecek derecede iyileşir. Dikiş yerinin iyileşmesi ve tamamen kapanması da genellikle bir hafta kadar sürer.